24 Eylül 2007 Pazartesi

Sevgiyi Gerçekten Bilenler

Bir gün sormuşlar ermişlerden birine;
"-Sevginin sadece sözünü edenlerle,onu yaşayanlar arasında ne fark vardır?"
"-Bakın,göstereyim"demiş,ermiş.
Önce sevgiyi dilden gönlüne indirememiş olanları çağırarak onlara bir sofra hazırlamış.Hepsi oturmuşlar yerlerine.

Derken tabaklar içinde sıcak çorbalar gelmiş ve arkasından derviş kasıkları denen bir metre boyunda kaşıklar gelmiş..


Ermiş bu kaşıkların ucundan tutup öyle yiyeceksiniz diye bir de şart koymuş.Peki demişler ve içmeye teşebbüs etmişler.Fakat o da ne? Kaşıklar uzun geldiğinden bir türlü döküp saçmadan götüremiyorlar ağızlarına.En sonunda bakmışlar beceremiyorlar,öylece aç kalkmışlar sofradan.Bunun üzerine "şimdi," demiş ermiş,"sevgiyi gerçekten bilenleri çağıralım yemeğe.."


Yüzleri aydınlık,gözleri sevgi ile gülümseyen ışıklı insanlar gelmiş oturmuş sofraya bu defa.Buyrun deyince,her biri uzun boylu kaşığı çorbaya daldırıp,
sonra karşısındaki kardeşine uzatarak içirmiş.Böylece her biri diğerini doyurmuş ve şükrederek kalkmışlar sofradan.

"-İşte"demiş ermiş,"Kim ki gerçek sofrasında yalnız kendini görür vedoymayı düşünürse,o aç kalacaktır.Ve kim kardeşini düşünür de doyurursa
o da kardeşi tarafından doyurulacaktır şüphesiz,ve

Şunu da unutmayın;
GERÇEK PAZARINDA ALAN DEĞİL VEREN KAZANÇTADIR DAİMA..."

20 Eylül 2007 Perşembe

Güzel Bir Resim

hoş bir resim

Eflatun'un Cevabı

Eflatun'a iki soru sormuşlar... Birincisi; "İnsanoğlunun sizi en çok şaşırtan davranışları nedir?"

Eflatun tek tek sıralamış:

- Çocukluktan sıkılırlar ve büyümek için acele ederler. Ne var ki çocukluklarını özlerler...

- Para kazanmak için sağlıklarını yitirirler. Ama sağlıklarını geri almak için de para öderler...

- Yarından endişe ederken bugünü unuturlar. Dolayısıyla ne bugünü ne de yarını yaşarlar...

- Hiç ölmeyecek gibi yaşarlar. Ancak hiç yaşamamış gibi ölürler...

Sıra gelmiş ikinci soruya ; "Peki sen ne öneriyorsun?"

Bilge yine sıralamış;

- Kimseye kendinizi "sevdirmeye" kalkmayın! Yapılması gereken tek şey,

sadece kendinizi "sevilmeye" bırakmaktır...

- Önemli olan; hayatta "en çok şeye sahip olmak" değil, "en az şeye ihtiyaç duymaktır".

- Sizi seven çok kişi vardır ama onlar duygularını nasıl ifade edeceklerini bilmeyebilirler...

- Bazen başkaları tarafından affedilmek yetmez, siz de kendinizi affedebilmelisiniz...

Bilgelik Farkı

Adamın biri, kötü yoldan kazandığı parayla bir inek satın almış. Sonra yaptigindan pisman olmus. Iyi birsey yapmak icin inegi Hacı Bektaş-ı Veli’nin dergahina bagislamak istemis. O zamanlar dergahlar asevi gorevi de goruyormus. Gitmiş Hacı Bektaş-ı Veli’ye danismis. Hacı Bektaş-ı Veli, “helal degil” diye inegi geri çevirmiş.

Bunun uzerine Mevlana dergahina gitmis. Mevlana hediyeyi kabul etmis. Adam daha once Hacı Bektaş-ı Veli’nin bu inegi kabul etmedigini soylemis. Mevlana’ya bunun sebebini sormus. Mevlana, “Biz bir karga isek, Haci Bektas-i Veli bir sahin gibidir. Oyle her lese konmaz. O yüzden biz senin hediyeni kabul ederiz. Ama o kabul etmeyebilir” demis.

Adam üşenmemiş kalkmış Hacı Bektaş-ı Veli’nin dergahina gitmis. Hacı Bektaş-ı Veli’ye” Mevlana’nin kurbani kabul ettigini soylemis. Bunun sebebini bir de siz aciklar misiniz? diye sormus. Hacı Bektaş-ı Veli de soyle soylemis,”bizim gönlümüz bir su birikintisi ise Mevlana’nın gönlü okyanus gibidir. Bu yüzden, bir damlayla bizim gönlümüz kirlenebilir. Ama onun engin gönlü kirlenmez. Onun icin, hediyeni kabul etmistir.”

kaynak: blog.tansutezcan.com